Merhaba! Ben Esra Duygu.
1994 yılında Antalya’da doğdum. Çocukluk yıllarım, geniş bir aile ortamında; farklı kuşakların ve karakterlerin bir arada bulunduğu, öğretici bir atmosferde geçti.
Erken yaşta hayatı gözlemlemeyi, insan ilişkilerini anlamayı ve güçlü olmayı öğrendim. Bu dönemde edindiğim deneyimler, kim olduğumu ve kim olmak istemediğimi şekillendirdi.
Lise yıllarıyla birlikte farklı şehirlerde yaşama deneyimim başladı. Bu süreç, bana değişimle baş etmeyi, uyum sağlamayı ve köklerimi içimde taşımayı öğretti.
Bugün, bir çocuğun çevre ve okul değişikliklerinde yaşadığı kırılmaları gözlemlediğimde, kendi geçmişimin bana ne kadar dayanıklılık kazandırdığını fark ediyorum.
Zamanla içsel dünyamı besleyen alanları keşfettim: okumak, araştırmak, film izlemek, günlük tutmak, yürüyüş yapmak, fotoğraf çekmek, mitolojiyle ilgilenmek, resim yapmak, doğayı gözlemlemek, galeri gezmek, tiyatroya gitmek, müzik dinlemek, kokulu mumlar yakmak ve sessiz anların tadını çıkarmak.
Bunları rutin bir görev gibi değil, hayatın akışına yayarak yapmayı seviyorum. Çünkü keyif, zamana yayıldığında derinleşiyor.
Resim sanatına ilgim, çocukluk yıllarımda başladı. Üniversite tercihlerim farklı bir yöne evrilse de (hemşirelik mesleğini seçtim), sanatla bağımı hiçbir zaman koparmadım.
2014 yılında açtığım ilk blogumda (Biraz Resim Tanıyalım) sanat eserlerini tanıttım, filmlerden, kitaplardan ve sergilerden ilham alarak yazılar kaleme aldım. Araştırma ile duyguyu, bilgiyle sezgiyi harmanlayan bu yazılar bana hem üretme hem de düşünme alanı sundu. Yazmak benim için bir tür kendini anlama biçimi oldu — ara versem bile hep geri döndüm.
Kısacası bu satırlarda, kim olduğumu, nelerden beslendiğimi ve neden yazmaya devam ettiğimi bulacaksınız.
Zaman zaman kelimelere fazla eleştirel yaklaşıyorum, ama son yıllarda “mükemmellik yerine içtenlik” fikrine daha çok inanıyorum.
Bu yazı da öyle: doğal, plansız, kendiliğinden…
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Sevgiler,