Asnières'de Yıkananlar
- Esra Duygu

- 21 Tem 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Ağu
Georges Seurat'nın en ünlü eserlerinden biri olan Asnieres'de Yıkananlar tablosunu ilk kez, 11 Mayıs 2015'te incelemiştim. Bugün sekiz yıl önceki gönderimi taslaklardan bulup tekrar gözden geçirerek sizlere sunuyorum.

Ressam: Georges Seurat
Eserin Başlangıç/Bitiş Tarihi: 1883/1884
Eserin Bulunduğu Yer: Londra Ulusal Galerisi
Eserin Gerçek Boyutu: 201 cm x 300 cm
Tür: Tür Resmi
Stil: Ard İzlenimcilik
Teknik: Yağlıboya
Materyal: Ağaç Panel
Tabloyu incelemeye başlamadan önce iki unsurun ne olduğuna açıklık getirmek zorundayız. İzlenimcilik ve Yeni İzlenimcilik. Dilerseniz öncelikle bunların ne olduğuna kısaca bir bakalım.
Yeni İzlenimcilik (Post-Empresyonizm) Nedir?
Ve İzlenimcilikle (Empresyonizm) Arasındaki Farklar Nelerdir?
Paul Cezanne, Paul Signac, Vincent van Gogh ve Georges Seurat gibi ünlü ressamlar resim hayatlarına önce izlenimcilikle başladılar. İzlenimciler konularını gün ışığı altında ve özellikle burjuva sınıfının normal hayatlarındaki aktivitelerinden alıyordu. Geçici anları manzarayla birlikte adeta fotoğraf makinesi ile dondurmaktan hoşlanan İzlenimci ressamlar; ışığın, atmosferin ve hareketin uçup giden etkisini yansıtmaya çok dikkat ettiler. Bu yüzden resimleri çoğunlukla Realistler gibi üç boyutlu değil, iki boyutlu ve yapay görünüyordu. Doğa ve modern şehir yaşamını doğrudan karşı karşıya getiren İzlenimciler, en Plein air (açık havada) resim yapmaları ve saf renklerden oluşan paletleriyle kendilerinden öncekilerden oldukça farklıydılar.
1880'lere gelindiğinde İzlenimciliğe ve katı kurallarına bir tepki olarak yine İzlenimci bazı ressamlar tarafından yeni bir başkaldırı ortaya çıktı, kendilerine Yeni İzlenimciler demeye başladılar. Hayatına önceki dönemde İzlenimcilikle başlayan bu ressamlar ışığın ve rengin natüralist sunumuna ilgilerini kaybetmeye başladılar. Artık burjuva sınıfının salt günlük hayatını ışık ve saf renklerle yansıtmak yerine; bunu yaparken yavaş yavaş tablolarının içine sembolizmi, resmi düzene ve yapıya vurguyu ön plana çıkarmaya başladılar. Resimlerine nesneleri ve formları sokarak kişisel anlatımı güçlendirdiler. Ancak yine de İzlenimcilere benzer şekilde resmin yapaylığını vurgulamaya devam ettiler. Yeni İzlenimciler, ayrıca rengin duygusal ve estetik bir anlam taşıyıcısı olarak biçim ve kompozisyondan bağımsız olabileceğine inanıyorlardı.
Günümüzde İzlenimcilik ve Yeni İzlenimcilik, en çok bilinen ve sevilen sanat hareketlerinden biri olmaya devam ediyor.
Asnières, Fransa'nın orta kuzey bölümünde yer alan, Seine Nehri kıyısında nispeten küçük sayılabilen bir sanayi banliyösü. Bu tabloda boş vakitlerinde Asnières bölgesine inerek burada yıkanan, dinlenen ve hoşça vakit geçiren sıradan işçi gençleri görmekteyiz. O kadar temiz görünüyor ki bu işçilerin giysileri, tenleri. Onların o sanayi bölgesinde çalışmakta olduklarına inanmakta güçlük çekiyoruz. Ve her bir figürün adeta mermerden oyulmuşça resmedilmesine ne diyorsunuz? Bu bir tek benim dikkatimi çekmiş olamaz öyle değil mi? Resme bakar bakmak dikkatimizi çeken ilk şey, kusursuza yakın resmedilen bedenleri oluyor. Ve o muhteşem canlı beyaz, sarı renkleri... TAbloda bir de beni biraz tedirgin eden, hareket unsurunun eksikliği söz konusu. Nehirde suyun akışı, yelkenlerin alt kısmına vuran dalgalar ve etrafa saçılan köpük, rüzgarın sallandırdığı ağaç yaprakları yok. Buna benzer doğanın akışına aykırı durumlar açıkçası beni çok tedirgin ediyor. Sanki bu sabah sessizliğini birazdan çok büyük bir şey bozacakmış gibi hissediyorum.
O zamanlar henüz genç bir sanatçı olan Georges Seurat, bir sene boyunca tablo için büyük hazırlıklar yaptı ve bu eser onun büyük boyutlu ilk eseridir. Ressamın, Asnières'de Yıkananlar'a hazırlanmak için çok sayıda eskiz ve çalışma yaptığı bilinmektedir. Zamanında on dört yağlıboya ve on karakalem olan bu seriden günümüze yalnızca onüç yağlıboya çalışması sağlam olarak ulaşmıştır. Bu çalışmalarını çoğunlukla dış mekanda resmetmişti ve özellikle son parçanın kompozisyonu Asnières'de Yıkananlar'ın bu haline çok yakındı. Seurat bu çalışmalarına çok düşkündü. Onlara croqueton olarak sesleniyordu ve çalışmaları atölyesinin duvarlarına asmıştı. Dokuz çizimde, ressamın tablodaki ana figürlerin her birine odaklandığı görünür. "Conté" (Bir tür mum boya) kullanılarak ışığın ve gölgenin yayılımının nasıl olacağını çözmeye çalıştığı çalışmaları gören herkesçe anlaşılırmış. Ressam, bu tek renkli resimlerde gördüğü detayları resmin son halinde canlı renklerle süsledi.
Seurat'nın bu çalışması 1884 yılında Paris Salonu'na sergilenmek üzere kabul edilmedi. Fakat aynı sene ressamın da kurucuları arasında bulunduğu Société des Artistes Indépendants'ın ilk sergisinde yer aldı.
Georges Seurat ve diğer neo-Empresyonistler; Empresyonistler gibi modern yaşamdan sahneler sunmak yerine, burjuva işçi sınıfı için doğal hayattan kesitler, sirkler, eğlence ortamlarını aktarırlar tuvallerine. Ve yine empresyonistlerden farklı olarak, Seurat esere başlamadan önce defterine karakalem ve yağlıboya çizimler yapardı. Bu teknik belki de çağdaşları arasında en çok onun klasikleşmiş çalışma stilidir. İki yıl sonra Seurat Noktacılık olarak bilinen bir divisionist teknik kullanarak ve aldığı eskizleri geliştirerek tablonun bu halini resmetmek için bir ağaç panel seçer. Divisionism, resimde birçok nokta veya pigment vuruşu yaparak rengini ayırma (tam olarak ayırma sözcüğü uygun olmayabilir, kırma diyebiliriz) uygulamasıdır. REsimde harika bir illüzyon yaratır. Seurat başta olmak üzere tüm Neo-Empresyonistler bu tekniği kullandılar.
Georges Seurat aynı yolda yürüyüdüğü diğer çağdaş Empresyonistlerin aksine hiçbir şeyi şansa bırakmayı sevmezdi. Bir önceki eserinde, resimlerde müthiş sistematik hatta matematiksel ince hesaplamalar yaptığından söz etmiştik. Boyamada renkleri mümkün olduğunca açık tonlarında seçmeye gayret ederdi. Bu resmi net ve parlak gösterme çabasını da destekliyor.
Seurat'nın hayat hikayesine göz atmak isterseniz daha önce yazdığım bu yazıya bakabilirsiniz.
Okuduğunuz için teşekkürler,
Mutlu haftalar.



Yorumlar